top of page

Athletes in the season...



Depresyon, duygu durum bozuklukları, kaygı gibi ruhsal sağlığı doğrudan etkileyen durumlarla mücadele etmek zorunda kalan insanın durumu, psikolog ve psikiyatristleri yeni arayışlara yöneltmektedir.

Sporcuların, yaşadıkları sorunların ve olayların hem olumlu hem de olumsuz yönlerini kabul edip, ardından olumlu bir odaklanmaya doğru hareketi desteklemeleri gerekmektedir.

Spor ve egzersiz bu yönüyle olumlu düşünmenin önemli bir paydaşı olarak nitelendirilebilir. Spor ve egzersiz, depresyon ve kaygı belirtilerini azaltırken, motive oluşa katkı sağlar.

Bütün bu gelişmelerin yaşanmasına rağmen günümüzde kadınların hak ettikleri değeri gördüklerini söylemek zordur. Birçok branşta, fizyolojik üstünlüğe sahip olmasından dolayı başarı duygusunu daha iyi tanıyan ve el üstünde tutulan erkeklerin hayata daha pozitif bakması ve iyimser olması doğal karşılanabilir.


Bireylerin kendilerine uygun branşlarda uyumu sağlayabilmesi için kullandıkları tutumlar, yeterlilikler ve davranışlar önemli rol oynar. Yaşamlarının çeşitli alanlarında başarılı bir şekilde uyum sağlamaları gerekirken, sporcuların kariyerleri boyunca karşılaşacakları değişim ve gelişimlere uyum sağlama sürecini güçlendirmek için duygusal zeka becerilerinin geliştirilmesinin önemi sıklıkla vurgulamaktayız.

Kişisel yetenekler, kişiler arası yetenekler ve genel ruh durumu değişkenlerinin aktif antrenman ya da maçlarda sergilenen kişilikleriyle anlamlı ilişkili olduğu belirlenmiştir. Sporcu öz motivasyonunu sağlayabildiği an gelişmiş olan performansını ortaya koyacaktır.

Tam olarak burada antrenörün rolü devreye girmekte. Sporcunun eksik yönlerini görebilmeli ve kendini tamamlayıp yenilemelidir. Öyle ki antrenör her zaman sporcularından en az bir adım önde olmalıdır. Çünkü sporcunun gelişmesi antrenörün gelişmesine bağlıdır. Antrenör, her sporcunun optimum uyarılma düzeyini bilmelidir.


Yoğun antrenmanlar sonucunda yorgunluğu atmanın, vücudunun zindeliğini korumanın, kas gelişimini sağlamanın ve dolayısıyla sağlıklı kalmanın en büyük önceliği, beslenme düzenidir. Protein alımının yeterli olması, sağlıklı ve enerji verici yiyeceklerin tüketilmesi, gerekenden fazla yağ, tuz ve şeker kullanılmaması bir sporcu için hayati önem taşır. Aksi takdirde kişinin hedefine ivmelenerek ilerlemesi gerekirken, yerinde sayacaktır.



DAHA AZ SIVI, DAHA AZ UYKU, DAHA AZ PERFORMANS DEMEKTİR.


Sporcular da (araştırmaya dayalı olmak kaydıyla)

Uygun Hidrasyon İçin İlkeler (ACSM* Önerileri);

1.    Egzersizden önce ve sonra tartılınmalıdır (özellikle sıcak havalarda),

2.    Egzersiz sırasında her 0.5 kg kayıp için 2 bardak sıvı tüketilmelidir,

3.    Müsabaka sırası ve öncesi sıv tüketimi sınırlanmamalıdır,

4.    Antrenman ve müsabakadan 2 saat önce, en az 1-2 bardak sıvı tüketilmelidir (240-480cc),

5.    Egzersizden hemen önce en az 120-240cc sıvı tüketilmelidir,

6.    Antrenman ve müsabaka sırasında 15-20 dakika arayla, en az 120-240cc sıvı tüketilmelidir,

7.    Egzersizden sonra en az 240-480cc sıvı tüketilmelidir,

8.    Her yemekte en az 240-480cc sıvı tüketilmelidir,

9.    Sıvı kaybını karşılayan içecekler 80-120mg sodyum/240cc içermelidir,

10.  Sıvı kaybını karşılayan içecekler, %6-8 oranda karbonhidrat (glikoz, glikoz polimeri, fruktoz) içermeli, içecek serin olmalıdır.

*AMERICAN COLLEGE of SPORT MEDICINE

24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page